Kıssa Kelimesi
Arapça'da, “k-s-s” kök harflerinden türeyen tekili “kıss”, çoğulu “kasas” olan kıssa kelimesi “hikâye, haber, cümle, söz parçası, vak'a, durum ve mevzu” gibi anlamlara gelmektedir.[1] Kur’an’da en çok “birisine bir haber veya sözü beyan edip bildirmek”[2]manasında kullanılmıştır.
Bir Kur’an terimi olarak manası “yalan ihtimali ve hayalin karışması mümkün olmayacak bir tarzda tarihin derinliklerinde kaybolmuş, unutulmuş veya bazı izleri insanlığın hafızasında varlığını koruyabilmiş hâdiselerin, muhataplara, âdeta olaylara yeniden bir canlılık vererek anlatılması, beyan edilmesidir.”[3] Başka bir tarifle kıssa “hayalden herhangi bir şeyin karışmadığı, geçmişte vuku bulmayan şeylerin de asla giremediği tarihi haberler ve olaylardır. Bununla beraber Kur’an kıssaları hem değişmeyen mutlak hakikatler üzerine bina edilmiş, hem de muhatabı yönlendirme ve teşvik gibi unsurları da başka kıssalarda bulunmayan bir tarzda ihtiva etmiştir.”[4]
Konular
Kıssalarda anlatılan hadiseler kısaca şöyle özetlenmiştir: Hz. Âdem’in cennetten dünyaya gönderilişi esnasında İblisle olan kıssası; Hz. İdris'in yüce bir mevkisinin oluşu; Nuh tufanı; Ad kavminin iki kıssası; Semud kavmi ve deve kıssası; Hz. Yunus'un kıssası; Hz. Şuayb'ın Eyke ve Medyen'lilerle olan kıssası; Hz. Lut ve kavminin kıssası; Tübba'ın kavmi; Ress halkı; Hz. İbrahim ve Nemrud kıssası, oğlu İsmail'i annesiyle Mekke'ye götürmesi, Kabe'nin inşası ve oğlunu kurban kıssası; Hz.Yusuf ve kardeşlerinin kıssası; Hz. Musa'nın doğumu, nehre atılışı, kıbtî'yi öldürmesi, Medyen'e girişi, Hz. Şuayb'ın kızıyla evlenmesi, Tur'da Allah'la konuşması, Firavun'a gidişi, Mısır'dan çıkışı, düşmanı boğuşu, kavminin buzağıya tapması, Bakara ve Salih kulla (Hızır) olan kıssası, zalimlerle savaşı; Tâlut ve Hz. Davud'un Câlut'la kıssası; Hz. Süleyman ve Sebe' Melikesinin kıssası; Tâundan kaçıp ölenlerin tekrar dirilmeleri kıssası; Zülkarneyn kıssası, Doğuya batıya gidişi, seddi yapışı; Hz. Eyyüp kıssası; Zülkifl kıssası; Hz. İlyas kıssası; Hz. Meryem ve O'nun adak olması, Hz. İsa'nın doğumu, risâleti, göğe çekilişi; Hz. Zekeriyya ve oğlu Yahya'nın kıssası; Ashab-ı Kehf kıssası; Buht-u Nasr kıssası; biri cennetlik olan iki kişinin kıssası; Âl-i Yâsinden inanan kişinin kıssası; Fil olayı…”[5]
Gaye ve Maksat
Kur’an’da büyük yer tutan kıssaların gayeleri bizzat Kur’an’ın nüzul maksatları ile aynıdır. Zuhayli’ye göre kıssalar, Hz. Âdem'den günümüze, insan hayatındaki doğruları ve yanlışları algılama imkânı verir, inananları müjdeleme, inanmayanları uyarma, kendilerini bekleyen sonucu haber verme, terbiye etme, güzel ahlakı tanıma, akide ve ibadetlerin esasını ifade etme açısından çok önemlidir.[6]
Kur’an’ı okuyan müminler kıssalar vasıtasıyla ruhlarını terbiye eder, maddi terakkide olarak sebeplere riayet etmenin önemini kavrar, milletlerin hayatında “sünnetullah”ın önemli yer tuttuğunu öğrenirler.[7]
Tefsir âlimi Suat Yıldırım kıssaların gayeleri konusunda orijinal bilgiler vererek şu maddeler altında incelemiştir:
1- Hz. Muhammed Aleyhisselatuvesselamın nübüvvetini ispat etmek.
2- Bütün peygamberlerin İslâm'ı tebliğ ettiklerini göstermek.
3- Muhatapların ders almalarını sağlamak.
4- Allah'ın, nebilerine ve seçkin kullarına ihsan etmiş olduğu nimetleri haber verip hatırlatmak
5- Şeytanın aldatmalarına karşı beşeri ikaz etmek.
6- Münferit meselelerin arkasındaki genel prensipleri ortaya koymak.
Ayrıca Yıldırım’a göre kıssalar Efendimizin ve müminlerin kalplerini takviye ederler. Tebliğ külfetinde karşılaştıktan meşakkatlere sabır ve hizmette sebat etmelerini kolaylaştırırlar.[8]
İbret
İbret kıssaların gayeleri arasında en önemlilerindendir. Kelime “fiil olarak ('abera) ‘bir halden diğer bir hale geçti, yürüyerek geçip gitti’ manasında kullanılır. Mastar olarak (abur ve ibret) kullanıldığında ise, 'gerek yüzerek, gerekse gemi, hayvan veya köprü üzerinden, her ne suretle olursa olsun, suyu ya da dereyi geçmek gibi manalara gelir.[9] Terim manası “gözle şahit olanı bilmekten görülmeyeni bilmeye vesile olan durum” demektir.[10]
Büyük Müfessir Elmalılı Hamdi Yazır’a göre kıssalar ibret nazarıyla okunursa “alınacak olan ibret dersi ve ilham o kadar yüksek, açık ve boldur ki, kütüphaneler dolusu tarih kitapları okunup araştırılacak olsa elde edilecek ders, yükselmek için bağlanılacak ibret düsturları bunlardan başkası olmayacak ve bunların verdiği açık ilhamı vermeyecektir. Önceki kavimlerini bütün masalları, eski eserleri, kaleme alınan kitaplar ve meydana gelen olaylar incelenmiş olsa bunların ihtiva ettikleri bozukluklar ve hurafeler bir araya getirilerek insanlık hayatının başlangıç ve sonucu bakımından ifade edecekleri sabit hakikatlerin, Kur'ân'ın söz konusu bu kıssalarında özetle işaret edilen esasların hududunu aşamadıkları görülür.”[11]
Külli Düsturlar
Muhterem Suat Yıldırım’ın altıncı maddede bahsettiği “genel prensipler” Risale-i Nur’da “küllî düstur” tabiri ila anlatılmaktadır. Başka kaynaklarda olduğunu zannetmediğimiz bu yorum Nurlarda bulunan orijinal tespitlerdendir. Üstad Hazretleri kıssalarda yer alan bazı küçük hadiselerin tarih içinde daha büyük ve genel prensiplere işaret ettiğini söylemektedir. Ona göre Bakara Suresi’nde yer alan “ “ ayeti (2/31) Hazreti Adem Aleyhisselama “isimlerin öğretilmesi” hadisesi bilimsel bilgiden Allah’ın sıfat ve isimlerine kadar bütün bilgi çeşitlerinin öğretilmesine işaret eder. İnsan bu “ilim” özellikle de Marifetullah sayesinde meleklere ve bütün varlıklara karşı bir üstünlük kazanacak mahiyette yaratılmıştır. Bu niteliğiyle insan iç ve dış duyguları ve vicdan genişliği ile kainatı kuşatacak bir kabiliyettedir.[12]
Yine Kuran’da İsrailoğullarının taptığı ineğin kesilmesi hadisesinin bütün insanların içinde böyle bir eğilimin olduğu, bu eğilimin ise peygamberlerin gönderilişi ile sona erdirildiği hakikatine işaret edilmektedir.[13]
Yine mısır kralının yardımcısına kendisine bir kule yapmasını emretmesi, o kuleye çıkarak bir yaratıcının olup olmadığına bakmak istemesi ve orada da aslında olmadığını ima etmesi hadisesi firavun gibi enaniyeti çok şişmiş yöneticilerin psikolojik hallerini işaret etmektedir. Her çağda firavunların yüksek binalarda oturmak, yüksek kabirler yaptırmak, sihre inanmak gibi özelliklerinin olduğu hakikati anlatılmaktadır.[14]
Kıssaların en küçük parçalarındaki bu büyük hakikatlere bakarak genel manada kıssaların bir çok tarihi, sosyolojik ve psikolojik prensiplere ulaşmada yol gösterici olduğu söylenebilir. Kıssalar bu gözle okunursa çeşitli ilimlere altyapı olabilecek bir çok donelerin elde edilmesi mümkün olabilir.
[1] Cemaluddin Muhammed b. Mükerrem İbn Manzur, Lisanü'l-Arab, I-XV, Beyrut, 1955, s. 7/74; Asım Efendi, Kamus Tercemesi, I-V, İstanbul, 1305, s. 2/1206’dan Abdullah Acar, Bir İctihad Kaynağı Olarak Kur'an Kıssaları, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı İslam Hukuku Bilim Dalı, Doktora Tezi, Konya 2005, s.96
[2] Rağıp el-İsfehanî, el-Müfredat fi Ğaribi’l-Kur’an, thk. Muhammed Halil İ’tani, Daru’l-Marife Beyrut, 2005, 405’ten Aylin Dilmen, Yusuf (A.S.) Kıssası'nın Fıkhı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı Tefsir Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Van 2010,s. 5
[3] İdris Şengül, Kur'an Kıssaları Üzerine, Işık Yayınları, İzmir, 1994, s.46
[4] Abdülkerim el-Hatîb, El-Kasasu’l-Kur’ânî fi Mantukıhi ve Mefhumihî , Kahire 1964, s.49’dan İdris Şengül, Age. s.46,47
[5] Suyutî, Celâluddin. El-İtkân fî 'Ulûmi'l- Kur'ân, İstanbul, 1978, (İki Cilt Bir Arada), s. 2/164’ten Abdullah Acar, Agt, s.114
[6] Vehbe Zuhayli, el-Kıssatu'l-Kur'aniyyetü Hidayeten ve Beyânen, Şam, 1992, 6-17’den Aylin Dilmen, Yusuf (A.S.) Kıssası'nın Fıkhı, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Temel İslam Bilimleri Ana Bilim Dalı Tefsir Bilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Van 2010
[7] Bkz. Fazl Hasan Abbas, el- Kasas’ül-Kur’anî, s.13’ten Musa el-Bâsıt, “Kur’an Kıssalarında Nursî’nin Metodu”, Uluslar Arası Bediüzzaman Sempozyumu-4: Kur'an'ı Anlamada Çağdaş Bir Yaklaşım: Risale-i Nur Örneği, Sözler Yayınevi İstanbul 1998, s.
[8] Muhittin Akgül bu maksatları iki maddede özetlemiştir. 1- Bazı geçmiş milletlerin ahvalini ve peygamberlerinin nasihatlerini Ümmet-i Muhammed’e bildirmekle ibrete davet, 2- O kıssadaki iyi olan fiillerin seçilmesini, yok oluş sebepleri olan fiillerden sakınılmasını Ümmet-i Muhammed’e tavsiye… Bkz. Kur'an Kıssalarındaki Hikmetler, Yeni Ümit Dergisi, Yıl:17, Sayı:66, Ekim-Kasım-Aralık 2004, İdris Şengül kıssaların gayelerini şu başlıklar altında inceleyerek genişçe izah eder: İman esaslarını ispat edip açıklamak; Resulullah’a (sav) ve bütün mü’minlere teselli verip gönüllerini pekiştirmek; Her devirdeki peygamberlerin ve tebliğ ettikleri dinlerin birliğini açıklamak; Nefsin terbiyesi; İnsanlığın ilmi gelişmelere teşvik edilmesi… Bkz. İdris Şengül Age. s. 276-338
[9] İbn Manzur , a.g.e, “'a,b,r,” maddesi; Hüseyn b. Muhammed Rağıp el-Isfahanî, (v. 502/1108), el-Müfredât fî Ğarîbil- Kur'ân, Beyrut, 1966. , Muhammed b. Ali Tehânevî (v.1158/1745), Keşşâfu Istılâhâti'l- Fünûn, “i'tibar maddesi”, I-IV, Beyrut, 1988’den Abdullah Acar, Agt, s.117
[10] Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, c.5, s.4816’dan Abdullah Acar, Agt, s.118
[11] Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’ân Dili, (Sadeleştirenler: İsmail Karaçam vd.) Azim, İstanbul, c.4,s.77’den Şerife ÖZDEMİR, Elmalılı Hamdi Yazır'ın Kıssaları Tahlili, Sakarya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi Sakarya, 2007, s.43
[12] Bkz. Said Nursî, Kaynaklı, İndeksli, Lügatli Risale-i Nur Külliyatı, 20. Söz, İstanbul-1996, s.98
[13] Bediüzzaman Said Nursi, Age. s.98
[14] Bediüzzaman Said Nursi, Age. 25. Söz, s.179